Avrupa’nın kalbinde yer alan, küçük ama etkileyici bir ülke: Lüksemburg. Tarih, modernlik ve doğal güzelliklerin buluştuğu bu ülke, büyüleyici atmosferiyle ziyaretçilerini kendine hayran bırakıyor. Hem başkentiyle hem de küçük kasabalarıyla Lüksemburg, adeta bir açık hava müzesi gibi 🇱🇺
Lüksemburg, Avrupa Birliği’nin kurucu ülkelerinden biri olmasıyla siyasi açıdan büyük bir öneme sahip. 1952 yılında Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’na ev sahipliği yaparak Avrupa’nın birleşmesinde ilk adımların atıldığı yerlerden biri olmuş. Bugün de Avrupa Birliği Adalet Divanı gibi önemli kurumlara ev sahipliği yapıyor.
Başkent Lüksemburg şehri, tarihi surlarla çevrili bir peri masalını andırıyor. UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki eski şehir, tarihi yapıları, büyüleyici köprüleri ve vadilerle çevrili benzersiz coğrafyasıyla keşfetmeye değer. Bunun dışında Vianden, tarihi kalesiyle masalsı bir köy havası sunarken; Echternach, ülkenin en eski yerleşim yerlerinden biri olarak Roma döneminden kalma izlerle dolu. Schengen kasabası ise adını sınırların anlamını değiştiren Schengen Anlaşması ile dünyaya duyurmuş.
Lüksemburg sadece tarih ve siyasetle değil, aynı zamanda modern yüzüyle de dikkat çekiyor. Dünyanın en güçlü ekonomilerinden birine sahip olan ülke, hem yaşam kalitesi hem de güvenliğiyle tanınıyor. Üstelik toplu taşımanın ücretsiz olması, çevre dostu ve ziyaretçi dostu bir politika izlediklerinin en güzel örneği.
Bu küçük ama büyüleyici ülke, kısa bir seyahatle Avrupa tarihine tanıklık etmek, modern yaşamın içinde kaybolmak ve doğanın keyfini çıkarmak isteyen herkes için ideal bir destinasyon!